Rahim duvarına tutunan bebeğin kalbi 3-4. haftalarda atmaya başlamaktadır. Embriyo denen bu dönem, insanın hayat boyu kullanacağı organlarının oluşmaya başladığı zamandır.
Gözler, kan damarları, kollar, bacaklar, sinir sistemi ve diğer önemli organların gelişimi burada başlar. Üçüncü aydan itibaren embriyo dönemi yerini fetüs dönemine bırakır.
Bu dönemin en önemli özelliği beyinde elektriksel etkinliklerin meydana gelmesi ve doğum öncesi dönemin en uzun evresi olmasıdır. Fetüs ancak beşinci aydan sonra insan organizmasının temel yapısını almaktadır. Bebek beşinci aydan doğumuna kadarki sürede insanın minimalize edilmiş hali konumundadır. Peki, bu minik insanın dış dünya ile etkileşiminden söz edebilir miyiz ve eğer bir etkileşim varsa bunu dinî manada bir kazanca dönüştürmek mümkün müdür? Bunun tahlili için duyuların gelişimine göz atmamız gerekecektir.
Yetişkin bir insanın dış dünya ile fiziksel ilişkisi nasıl duyu organlanları vasıtası ile gerçekleşirse bir bebek de beş duyusu sayesinde dünya ile etkileşime girebilir. Anne karnındaki yaşamda, gelişen ilk duyunun dokunma olduğu varsayılmaktadır. Bebekte dokunma hissinin 8. hamilelik haftası gibi çok erken bir dönemde başladığı düşünülür.
Tat duyusu, erken gelişen duyulardandır. Tat almadan sorumlu olan algılayıcılar, hamileliğin 13-15. haftasında mevcuttur ve bunların yapısı erişkinlerinki ile hemen hemen aynıdır.
Bu nedenle bebeğin bu haftadan itibaren değişik tatları ayırt edebildiği düşünülür. Yapılan gözleme dayalı incelemelerde anne adayı, tatlı besinler tükettikten sonra bebeğin yutma hareketlerinde artış; acı ve ekşi besinler tükettiğinde bu hareketlerde bir miktar azalma olduğu görülmüştür. Bu durum, bebeğin anne karnındayken değişik tatları ayırt edebildiği tezini kuvvetlendirir.
Bebeğin burnu, hamileliğin 11-15. haftaları arasında oluşumunu tamamlar. 25. haftadan itibaren bebek annesinin sesini duyabilir, 27. haftada ise annesinin sesi dışında dışarıdan gelen seslere hatta babasının sesini bile duyup ona tepki verebilir. Ancak hem içinde bulunduğu ortam, hem de bebeği içinde bulunduğu sıvının olumsuz etkilerinden koruyan kremsi tabakanın kulaklarını tıkaması nedeni ile sesleri büyük bir olasılıkla boğuk olarak duyar.
Bebeğin göz kapakları 26. haftaya kadar kapalıdır. Bu süre içinde görmeden sorumlu temel birim olan retina gelişimini tamamlar.
26. hafta civarında bebek gözlerini açmaya başlar ve göz kırpabilir. Bebeğin gözleri 26. haftaya kadar kapalı olmakla birlikte anne adayının karnı üzerine uygulanan güçlü bir ışık kaynağına kalp atışlarında bir hızlanma ile yanıt verir. Gerçekte rahim içi mutlak karanlık değildir. Tıpkı sesleri geçirdiği gibi ışığı da geçirir ancak bu geçirgenlik ses ile kıyaslandığında çok daha azdır.
Buna rağmen bebek gündüz ile geceyi rahatlıkla ayırt edebilir. 33. haftadan itibaren bebeklerin göz bebekleri ışığa tepki vererek büyüyebilir ya da küçülebilir. Bunlar tıbbın tespitleridir.